Cumartesi, Temmuz 12, 2008

Olağanüstü Durumu Sürekli Kılmak

Kemalizm olağanüstü hal yaratarak topluma reform empoze etmeyi benimsemiştir. Kemalist paradigmada bunun adı “inkılapçılık” tır. Kemalizm, önce toplumda yaygın bir talep hareketi yaratıp, ardından bu talebi uygulamaya sokmak gibi bir yöntemden ürker. Bunun sebebi Kemalizm’in toplumun zihnine devletten toplu bir şekilde bir şey talep edebileceği fikrinin düşmesini istemeyişidir. Eleştiri ve karşı görüş süzgecinden geçerek, çoğulculuk içinde kabul edilen toplumsal değişiklikleri hoş karşılamaz.

Ayrıca Kemalizm, güdülen amaç yönünden tutarlı olmakla beraber mantıken pek de tutarlı olmayan bir yaklaşımı da içinde barındırır. Kemalizm önerdiği inkılapların toplum tarafından bütünüyle benimsenmesini arzulamaz. Çünkü böyle bir durumda iktidarının meşruiyetinin tükeneceğini bilir. Zira Kemalizm’i ayakta tutan da, inkılapların benimsenmediği bahanesiyle olağanüstü durumu sürekli kılmaktır. Bu suretle müdahale imkanını her daim umdesinde bulundurabilecektir. Yani Kemalizm sistem içinde düşmanlar icat edip bunlarla mücadeleye girişerek sistemin ayakta kalmasını sağlamaya çalışır. Kemalizm’in bizzat kendisi bunalımın yaratıcısıdır. Gerginlikten beslenen tüm ideolojilerde olduğu gibi sistemin ayakta kalması bu gerginliğin beslenmesine bağlıdır.

Özetle Kemalizm kendi “öcü”sünü kendi yaratarak ve yine kendi kontrolünde palazlanan bu “öcü”nün yarattığı siyasal gerilimden beslenerek topluma müdahale yolunu meşru kılmakta ve toplumsal denetimi garanti altına almaktadır. Bu çift taraflı gerilim var olduğu sürece Türkiye’de gerçek anlamda bir rejim tartışmasına hiçbir siyasi grup giremeyecek ve bu suskunluk bunalımın giderek daha da kronikleşmesine yol açacaktır.

Hiç yorum yok: